DİĞER
"Kitapta çeşitli vesilelerle işaret edilen ‘Kemalizm’in tarihsel bağlamından koparılması’ sorunu gerçekten de post-Kemalistlerin ciddi bir sorunu idi. Ancak bence ‘o dönemde tüm dünyada otoriter rejimlerin hâkim olduğu’nu hatırlatırken, ‘kaçınılmazlık’ tınısından uzak durmak çok daha doğru olabilirdi."
"Bora’nın biyografisinin sığ Kemalizm eleştirisi tuzağına düşmeyen, bir kişi üzerinden meselenin karmaşıklığına hakkını veren, olgun bir yaklaşımla yazılmış olduğunu düşündüm. Dahası, Bora’yı zaman zaman fazla üslupçu bulmama karşın, bu dilin biyografi çalışmasını nasıl zenginleştirdiğini gördüm. Ancak Ayhan Aktar ve İştar Gözaydın imzalı eleştiri metninin yargılayıcı edasını fazlasıyla yadırgadım."
"Belli ki Aktar ve Gözaydın, kitaptan çok kendi beklentilerinden söz ediyorlar. Charles Dickens biyografisi yazan birisine, 'Çartizm’in bir işçi hareketi olarak yetersizliğinden niye bahsetmedin?' diye çıkışmaya benziyor bu."
"Hasan Âli Yücel biyografisinde Tanıl Bora biraz ‘Ankaralı’ bir metin kaleme almış gibi görünüyor. Metinde kendini sol veya çağdaş sayan kesimin yıllardır yelkenlerini şişirdiği nostalji rüzgârı karşısında eğilen bir hava hissettik."
"Tanıl Bora’nın yazdığı biyografi Hasan Âli Yücel'i ‘Kemalist bir ikon’ olarak tekrar tedavüle sokuyor. Baştan söyleyelim, biz Yücel’i ve bakanlık kariyerini Bora’nın anlattığı şekilde değerlendirmiyoruz. Onu sadece bir birey olarak değil, ‘Homo Kemalismus’ olarak adlandırdığımız, Cumhuriyet’i kuran heyetin bir mensubu olarak ele almak gerektiğini düşünüyoruz."
"İyiliği Düşünmek gibi bir ad taşıyan bir kitapta bence “iyilik” kavramı, hem “iyi”den bağımsız olarak hem de soyut olmaktan çıkarılarak ve bugünkü kaygılarla daha derinlikli düşünülüp tartışılmalıydı."
"Yayıncı, editör, denemeci, akademisyen, çevirmen Tanıl Bora’dan bu kez de bir biyografi çıkageldi. Kuruluş yıllarının en tartışmalı işlerine imza atan, “Kültür Adamı” Hasan Âli Yücel’in biyografisini Tanıl Bora’nın şefkatli ve analitik kaleminden okumak, bundan sonraki biyografi çalışmaları için iştahlandırıcı bir etki yaratıyor."
"Bu kitabın her sayfasından bize gülümseyen, sürpriz yapan, nice düşünce tomurcukları var. Tanıl Bora bu kitabı öyle bir vukufla ve tutkuyla kaleme almış ki, insan zaman makinesine binip o döneme vardığı ve gizli gizli bir tür Türkiye tutanağı tuttuğu zehabına kapılabiliyor."
K24'ün gelenekselleşen soruşturması: 2020 yılında okuduklarınız arasında, sizi en çok etkileyen kitap hangisi oldu? Kitap 2020’den önce basılmış olabilir, yepyeni olabilir, kurgu ya da kurgu dışı olabilir, Türkçe ya da başka bir dilde olabilir… Bizi ilgilendiren, hangi kitabın sizi nasıl ve ne ölçüde değiştirdiği, etkilediği… Bu soruları çevremizdeki okuyanlara, yazanlara sorduk. Sonuçta, 2020’nin kitaplı bir panoraması çıktı ortaya…
“Futbolun sahici bir sınıf, eşitsizlik ve toplumsal cinsiyet eleştirisini takip eden bir de fenomenolojisi olamaz mı? Çelişkiye mi düşmüş oluruz futboldaki 'güzelliği' arasak? Mahallenin geniş sokaklarında –varsa, kaldıysa– yeşil alanlarında kale direklerini temsil eden taşların nereye konacağını belirlemeye çalışan çocuklar vardır, oyuna bencilce hareketlerle başlayıp çok iyi bir 'takım' oyuncusu olan çocuklar, sorumluluk almayı öğrenen çocuklar. Kazanmaya oynasa da oyunun tadını çıkarmayı bilen, futbolda iletişimi ve müştereklik hissini öğrenen, aynı amaca koşmanın canlılığını tadan, nefes nefese çocuklar.”
"Bora her ne kadar futbolu erotik ve dişil bir tasavvura havale etse de, futbolseverlerin gol fiksasyonunu kazmaktan kadrajı genişletmeyi ihmal ediyor. Gol olgusunun pornografik sembolizmini ifşa ediyor ama eril sembolizmin –ister estetik ister hoyrat olsun– her türlü gole içkin olduğu gerçeğine şöyle bir değinse de pek de üstüne varmıyor."
Tanıl Bora'nın kaleme aldığı Zamanın Kelimeleri, Yeni Türkiye'nin dilinin politik ufkumuzu ve genelde dünyayı idrak etme biçimimizi daraltarak dönüştürdüğü hususunda okurunu dikkatli olmaya davet ediyor
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık